Bâkiler, bu kitabı yazmanın Muhsin Yazıcıoğlu’na yapılanları anlatmak bakımından ‘’namus borcu’’ olduğunu belirtir ve kitabı yazma maksadını da şöyle dile getirir; ‘’Bu kitabın, büyük vatansever ve emrolunduğu gibi dosdoğru siyâset adamı Muhsin Başkan’a zulmeden her devletlinin eline ulaşmasını çok isterdim. Muhsin Başkan’ın dilinde beddua yoktu. Allah zâlimleri ıslah etsin! Muhsin Başkan’ın ve onun gibilerin başlarına gelenler, hiçbir vatan evlâdının başına gelmesin! Hatta düşmanımızın başına da gelmesin! Ne diyeyim! Ne diyeyim! Ne diyeyim!’’…
Biz de, kronolojik anlamda bir Muhsin Yazıcıoğlu anlatımının tercih edilmediği bu kitabı tahlil ederken anlatılanları notlar halinde açıklamakla ve Yazıcıoğlu’nun çok yönlü dava adamlığını ifade etmeye çalışmakla iktifa edeceğiz.
Kitabı, 2017 yılında TÜYAP kitap fuarında Bâkiler hocaya imzalatmak ve anılara yerleşecek bir kare fotoğrafa sığmak da büyük bir bahtiyarlıktı benim için.